Y
yâ (A.) [ یا ] ey.
yâb (F.) [ یاب ] bulan.
yâbis (A.) [ یابس ] kuru.
yâd (F.) [ 1 [ یاد .hatırlama. 2.gönül, hatır. 3.anı, hatıra.
yâd edilmek anılmak, hatırlanmak.
yâd etmek anmak, hatırlamak.
yâdgâr (F.) [ 1 [ یادگار .anı. 2.hatıra.
yadigâr bk. yâdgâr.
yağmâ (F.) [ یغما ] talan, çapul.
yağma eylemek talan etmek, yağmalamak.
yağmâger (F.) [ یغماگر ] yağmacı.
yah (F.) [ یخ ] buz.
yahbeste (F.) [ یخ بسته ] buzlanmış, donmuş.
yâhud (F.) [ یاخود ] yahut.
yâis (A.) [ یائس ] umutsuz.
yakaza (A.) [ یقظه ] uyanıklık.
yakîn (A.) [ یقين ] kesin bilgi.
yakînen (A.) [ یقينا ] kesin olarak.
yâkût (A.) [ 1 [ یاقوت .yakut. 2.dudak.
518
yakzân (A.) [ یقظان ] uyanık.
yâl (F.) [ 1 [ یال .yele. 2.boyun.
yâleyte (A.) [ یا ليت ] keşke.
yâr (F.) [ 1 [ یار .dost. 2.sevgili. 3.arkadaş.
yârâ (F.) [ یارا ] güç.
yârân (F.) [ یاران ] dostlar, arkadaşlar.
yârî (F.) [ 1 [ یاری .dostluk. 2.yardım.
yâsemen (F.) [ یاسمن ] yasemin.
yâve (F.) [ یاوه ] zırva, saçma.
yâvegû (F.) [ یاوه گو ] zırvalayan, saçmalayan.
yâver (F.) [ یاور ] yardımcı.
yâzdeh (F.) [ یازده ] onbir.
ye’s (A.) [ یأس ] umutsuzluk.
ye’sefzâ (A.-F.) [ یأس افزا ] üzücü.
yebânî (F.) [ 1 [ یبانی .yabanıl. 2.ürkek. 3.kaba.
yed (A.) [ 1 [ ید .el. 2.güç.
yegân (F.) [ یگان ] birler.
yegân yegân (F.) [ یگان یگان ] bir bir, tek tek.
yegâne (F.) [ یگانه ] biricik.
yegânegî (F.) [ یگانگی ] birlik, teklik.
yek (F.) [ یک ] bir.
yekbeyek (F.) [ یک بيک ] bir bir, birer birer.
yekcihet (F.-A.) [ 1 [ یک جهت .tek yön. 2.aynı görüşlü.
519
yekcins (F.-A.) [ یک جنس ] aynı türden.
yekdîger (F.) [ یک دیگر ] birbiri.
yekdil (F.) [ یک دل ] bir gönül.
yeknazarda (F.-A.-T.) ilk bakışta, bir bakışta.
yekpâre (F.) [ 1 [ یک پاره .tek parça. 2.bütün.
yeksân (F.) [ 1 [ یکسان .bir şekilde. 2.birlikte.
yekseviye (F.-A.) [ یک سویه ] aynı düzeyde, eşit seviyeli.
yekşenbe (F.) [ یک شنبه ] pazar.
yektene (F.) [ یک تنه ] tek başına.
yekûn (A.) [ یکون ] toplam.
yel (F.) [ یل ] yiğit.
yeldâ (F.) [ یلدا ] uzun.
yemîn (A.) [ 1 [ یمين .sağ, sağ yön. 2.ant, yemin.
yesâr (A.) [ یسار ] sol, sol taraf.
yesîr (A.) [ یسير ] kolay.
yetîm (A.) [ یتيم ] biricik, tek. 2.yetim.
yetîme (A.) [ یتيمه ] yetim kız çocuğu.
yetîmhâne (A.-F.) [ یتيم خانه ] yetimler evi.
yevâkît (A.) [ یواقيت ] yakutlar.
yevm (A.) [ یوم ] gün.
yevmenfeyevmen (A.) [ یوما فيوما ] günden güne.
yevmî (A.) [ یومی ] günlük, gündelik.
yevmiyye (A.) [ یومی ] gündelik ücret.
520
yezdân (F.) [ یزدان ] Tanrı.
yubûset (A.) [ یبوست ] kuruluk.
yûğ (F.) [ یوغ ] boyunduruk.
yûz (F.) [ یوز ] pars.
yübûset (A.) [ یبوست ] kuruluk.
yümkin (A.) [ یمکن ] mümkün, olabilir, olası.
yümn (A.) [ یمن ] uğur.
yümnâ (A.) [ یمنی ] sağ taraf.
yümnî (A.) [ یمنی ] uğurlu.
yüsr (A.) [ 1 [ یسر .kolaylık. 2.zenginlik.
yüsrâ (A.) [ یسری ] sol taraf.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder