16 Şubat 2012 Perşembe

R-HARFİ

R


ra’d (A.) [ رعد ] gökgürültüsü.

ra’nâ (A.) [ رعنا ] güzel, hoş.

ra’şe (A.) [ رعشه ] titreme.

ra’şe vermek titretmek.

ra’şedâr (A.-F.) [ رعشه دار ] titrek, titreyen.

rabb (A.) [ 1 [ رب .Tanrı, Allah. 2.efendi.

rabbânî (A.) [ 1 [ ربانی .tanrısal, ilahî. 2.Tanrı’dan başka bir şey düşünmeyen.

rabbî (A.) [ ربی ] Tanrım.

râbıta (A.) [ 1 [ رابظه .bağ, ilişki, temas. 2.sıra, düzen.

râbıtadar (A.-F.) [ رابطه دار ] bağlantılı, ilintili.

râbi (A.) [ رابع ] dördüncü.

râbian (A.) [ رابعا ] dördüncüsü.

rabt (A.) [ ربط ] bağlama.

rabt edilmek bağlanmak, tutturulmak.

rabt etmek bağlamak, tutturmak.

rabt olunmak bağlanmak, tutturulmak, ilişkilendirilmek.

râci (A.) [ 1 [ راجی .rica eden. 2.ümitli.

raci olmak (A.-T.) ait olmak, dönük olmak, yönelik olmak.

râci’ (A.) [ 1 [ راجع .hakkında. 2.dönen.

371

racîm (A.) [ رجيم ] taşlanmış, recmedilmiş.

radde (A.) [ 1 [ راده .derece. 2.civar.

rağbet (A.) [ 1 [ رغبت .istek. 2.ilgi duyma.

rağbet etmek ilgi duymak.

râh (F.) [ راه ] yol.

râhib (A.) [ راهب ] rahip.

rahîm (A.) [ 1 [ رحيم .merhametli. 2.merhamet eden Tanrı.

rahl (A.) [ رحل ] semer.

rahm (A.) [ رحم ] acıma, merhamet.

rahm etmek acımak, merhamet etmek.

rahm (A.) [ رحم ] rahim, döl yatağı.

rahman (A.) [ رحمان ] merhametli Tanrı.

rahmet (A.) [ 1 [ رحمت .acıma, merhamet. 2.yağmur.

râhname (F.) [ راهنامه ] yol haritası.

rahne (F.) [ 1 [ رخنه .yarık, gedik. 2.bozukluk.

rahnedar etmek 1.gedik açmak. 2.zarar vermek.

rahnedar olmak 1.yarılmak, gedik açılmak. 2.bozulmak, zarar görmek.

rahnüma (F.) [ راهنما ] yol gösteren, kılavuz.

rahşan (F.) [ رخشان ] parlak.

rahşende (F.) [ رخشنده ] parlayan.

raht (F.) [ 1 [ رخت .ev eşyası. 2.koşum takımı.

rahvar (F.) [ راهوار ] atın eşkin yürümesi.

râhzen (F.) [ راهزن ] yol kesen, haydut.

372

raiyyet (A.) [ رعيت ] halk, hükümdar tebası.

râkım (A.) [ 1 [ راقم .yazan. 2.deniz seviyesinden yükseklik.

rakîb (A.) [ رقيب ] rakip.

râkib (A.) [ 1 [ راکب .binen. 2.binici.

râkib olmak binmek.

râkiben (A.) [ راکبا ] binerek.

râkid (A.) [ راکد ] durgun.

rakik (A.) [ 1 [ رقيق .ince. 2.hassas. 3.köle.

rakkas (A.) [ 1 [ رقاص .dansçı. 2.sarkaç.

rakkase (A.) [ رقاصه ] dansöz, çengi.

raks (A.) [ رقص ] dans.

raks etmek dans etmek.

râm (F.) [ رام ] itaat eden, boyun eğen.

râm etmek boyun eğdirmek, itaat ettirmek.

râm olmak boyun eğmek, itaat etmek.

ramak (A.) [ 1 [ رمق .çok az. 2.son nefeslik hayat.

ramak kalmak çok az bir şey kalmak.

ramazaniye (A.) [ رمضانيه ] ramazan kasidesi.

raptetmek (A.-T.) bağlamak, tutturmak, ilişkilendirmek.

rasad (A.) [ 1 [ رصد .gözlem. 2.gözetleme.

rasad edilmek gözlemlenmek.

rasad etmek 1.gözlem yapmak. 2.gözetlemek.

rasadhane (A.-F.) [ رصدخانه ] gözlemevi.

373

rasadî (A.) [ رصدی ] gözlemle ilgili.

râsih (A.) [ 1 [ راسخ .derin din bilgisi olan. 2.temeli sağlam olan.

rassad (A.) [ رصاد ] gözlemci, gözlem yapan.

râst (F.) [ 1 [ راست .doğru. 2.düz. 3.sağ.

râstbin (F.) [ راست بين ] gerçekçi, doğruları gören.

râstgû (F.) [ راست گو ] doğru sözlü.

râstperverâne (F.) [ راست پرورانه ] doğruluktan yana.

ratbüyâbis (A.) [ 1 [ رطب و یابس .yaş ve kuru. 2.düşünmeden konuşan, boşboğaz.

râtib (A.) [ راطب ] nemli, rutubetli.

râtibe (A.) [ راتبه ] aylık, maaş.

ratl (A.) [ 1 [ رطل .hemen hemen bir litrelik sıvı ölçeği. 2.kadeh.

rauf (A.) [ رؤف ] esirgeyici.

râvi (A.) [ 1 [ راوی .rivayet eden. 2.anlatan, hikaye eden.

ravza (A.) [ روضه ] bahçe.

ravza-i mutahhara [ روضهء مطهره ] Hz. Muhammedin mezarının bulunduğu yer.

rây (A.) [ 1 [ رای .fikir. 2.oy.

râyât (A.) [ رایات ] sancaklar.

rayb (A.) [ ریب ] kuşku, şüphe.

râyet (A.) [ رایت ] sancak.

râygân (F.) [ رایگان ] parasız, bedava.

râyic (A.) [ رایج ] yaygın, revaçta.

râyiha (A.) [ رایحه ] koku.

râyihadar (A.-F.) [ رایحه دار ] kokulu.

374

râz (F.) [ راز ] sır.

râzık (A.) [ رازق ] rızık veren Tanrı.

râzi (A.) [ راضی ] rıza gösteren.

re’fet (A.) [ رأفت ] esirgeme.

re’s (A.) [ 1 [ رأس .baş. 2.başkan.

re’sen (A.) [ رأسا ] doğrudan doğruya, danışmaksızın.

re’sülmal (A.) [ رأس المال ] sermaye, anapara, kapital.

re’y (A.) [ رأی ] görüş.

reâya (A.) [ رعایا ] halk.

rebî’ (A.) [ ربيع ] bahar.

recâ (A.) [ 1 [ رجا .ümit. 2.rica.

recm (A.) [ رجم ] taşlama, taşa tutma.

recm edilmek taşlanarak öldürülmek.

recül (A.) [ رجل ] erkek.

recül-i siyasî [ رجل سياسی ] politikacı.

recüliyyet (A.) [ رجليت ] erkeklik.

redd (A.) [ 1 [ رد .geri çevirme. 2.inkar etme.

redd ü cerh etmek reddedip çürütmek.

ref’ (A.) [ 1 [ رفع .kaldırma. 2.giderme. 3.yüceltme.

refâh (A.) [ رفاه ] bolluk.

refâkat (A.) [ رفاقت ] eşlik.

refâkat etmek eşlik etmek.

refakatinde eşliğinde, beraberinde.

375

reff (A.) [ رف ] raf.

refî’ (A.) [ رفيع ] yüksek, yüce.

refik (A.) [ رفيق ] arkadaş, yoldaş.

refîka (A.) [ رفيقه ] eş, zevce, hayat arkadaşı.

reft (F.) [ رفت ] gidiş.

reftâr (F.) [ 1 [ رفتار .gidiş. 2.davranış.

reg (F.) [ رگ ] damar.

regzen (F.) [ رگ زن ] hacamatçı.

reh (F.) [ ره ] yol.

rehâ (F.) [ رها ] kurtuluş.

rehâkâr (F.) [ رهاکار ] kurtarıcı.

rehavet (A.) [ 1 [ رخاوت .gevşeklik. 2.tembellik.

rehavetkâr (A.-F.) [ رخاوتکار ] rehavet verici.

rehber (F.) [ رهبر ] kılavuz.

rehgüzâr (F.) [ رهگذار ] geçit.

rehîn (A.) [ رهين ] rehinli, ipotekli.

rehn (A.) [ رهن ] rehin.

rehnüma (F.) [ رهنما ] yol gösterici.

reis (A.) [ رئيس ] başkan.

rekâket (A.) [ 1 [ رکاکت .kekemelik. 2.söz kusuru.

rekz (A.) [ رکز ] dikme.

rekz edilmek dikilmek.

rekz etmek dikmek.


remîde (F.) [ رميده ] ürkmüş.

remiz (A.) [ 1 [ رمز .sembol, işaret, rumuz.

reml (A.) [ 1 [ رمل .kum. 2.remil, falcılık.

remmal (A.) [ رمال ] falcı.

remz (A.) [ 1 [ رمز .sembol, işaret. 2.imalı konuşma.

renc (F.) [ رنج ] sıkıntı, zahmet, meşakkat.

rencber (F.) [ 1 [ رنجبر .sıkıntı çeken. 2.amele, yrgat.

rencîde (F.) [ رنج دیده ] incinmiş.

rencîde etmek incitmek.

rencîde olmak incinmek.

rencûr (F.) [ رنجور ] hasta.

reng (F.) [ رنگ ] renk.

rengâreng (F.) [ رنگارنگ ] renkli, renk renk.

rengin (F.) [ 1 [ رنگين .renkli. 2.hoş, havalı.

resâ (F.) [ رسا ] olgun.

resâil (A.) [ 1 [ رسائل .risaleler. 2.dergiler.

resm (A.) [ 1 [ رسم .resim. 2.çizme. 3.fotoğraf. 4.tören. 5.usül. 6.vergi.

resm -i geçit geçit töreni.

resm-i küşâd [ رسم کشاد ] açılış töreni.

resmen (A.) [ 1 [ رسما .resmî olarak.. 2.kesinlikle.

resmiyet bk. resmiyyet.

resmiyete dökmek resmîleştirmek, resmîlik kazandırmak.

resmiyyet (A.) [ رسميت ] resmîlik.

377

resul (A.) [ 1 [ رسول .elçi. 2.peygamber.

reşehat (A.) [ رشحات ] sızıntılar.

reşid (A.) [ 1 [ رشيد .ergin, büluğa ermiş. 2.doğru yolda giden.

reşk (F.) [ رشک ] kıskançlık.

reşkâver (F.) [ رشک آور ] kıskandırıcı.

retküfetk (A.) [ رتق و فتق ] bir işi iyi idare etme.

revâ (F.) [ روا ] uygun, layık.

revâbıt (A.) [ روابط ] bağlar, ilgiler, ilişkiler.

revac (A.) [ رواج ] yaygınlık, revaç, sürüm.

revaç bk. revac.

revak (A.) [ 1 [ رواق .sundurma. 2.çardak.

revân (F.) [ 1 [ روان .giden. 2.akan. 3.ruh.

revan olmak gitmek, yola koyulmak.

revgan bk. rugan

reviş (F.) [ 1 [ روش .gidiş. 2.tarz, yöntem.

revnak (A.) [ رونق ] parlaklık.

revnak vermek canlılık kazandırmak.

revnakbahş (A.-F.) [ رونق بخش ] parlaklık veren, canlılık kazandıran.

revnakdar (A.-F.) [ رونقدار ] revnaklı.

revzen (F.) [ روزن ] pencere.

re'y (A.) [ 1 [ رأی .görüş. 2.oy.

reyhan (A.) [ ریحان ] fesleğen.

rez (F.) [ رز ] asma.

378

rezâil (A.) [ رذائل ] rezaletler.

rezâlet (A.) [ رذالت ] rezillik.

rezzak (A.) [ رزاق ] rızıklandıran.

rıdvan (A.) [ 1 [ رضوان .cennet. 2.cennetin kapıcısı.

rıhlet (A.) [ 1 [ رحلت .göçüş. 2.ölme.

rızâ (A.) [ 1 [ رضا .razılık, memnunluk. 2.istek.

rızk (A.) [ رزق ] rızık.

riâyet (A.) [ 1 [ رعایت .uyma. 2.sayma.

riâyet etmek 1.uymak. 2.saymak.

riâyetkâr (A.-F.) [ رعایتکار ] saygılı.

ribâ (A.) [ ربا ] tefecinin aldığı aşırı faiz.

ribâhar (F.-A.) [ رباخوار ] tefeci.

ribat (A.) [ 1 [ رباط .konak. 2.han, kervansaray. 3.tekke.

ric’at (A.) [ 1 [ رجعت .geri dönüş. 2.geri çekilme.

ricakâr (A.-F.) [ رجاکار ] ricası, yalvarırcasına.

ricâl (A.) [ 1 [ رجال .erkekler. 2.üst düzeyde bulunanlar.

ridâ (A.) [ 1 [ ردا .örtü. 2.hırka. 3.derviş postu.

rie (A.) [ رئه ] akciğer.

rihlet (A.) [ 1 [ رحلت .göç. 2.ölme.

rihlet etmek 1.göçmek. 2.ölmek.

rikâb (A.) [ 1 [ رکاب .üzengi. 2.huzur, kat.

rikkat (A.) [ 1 [ رقت .incelik, hassaslık. 2.acıma.

rind (F.) [ رند ] dünyayı umursamayan.

379

rîş (F.) [ 1 [ ریش .yara. 2.sakal. 3.kök.

rîşe (F.) [ ریشه ] kök, saçaklı kök.

rîşhand (F.) [ ریشخند ] bıyık altından gülüş.

rişvet (A.) [ رشوت ] rüşvet.

rivâyât (A.) [ روایات ] rivayetler, söylentiler.

rivâyet (A.) [ 1 [ روایت .nakletme, hikaye etme. 2.söylenti.

riyâ (A.) [ ریا ] ikiyüzlü.

riyâkâr (A.-F.) [ ریاکار ] ikiyüzlü.

riyâkârâne (A.-F.) [ ریاکارانه ] ikiyüzlüce.

riyakarlık (A.-F.-T.) ikiyüzlülük.

riyâset (A.) [ ریاست ] başkanlık.

riyâset etmek başkanlık yapmak.

riyâz (A.) [ ریاض ] bahçeler.

riyâzet (A.) [ ریاضت ] nefsinin isteklerine boyun eğmeden yaşama.

riyâzî (A.) [ 1 [ ریاضی .matematikçi. 2.matematiksel.

riyâziyat (A.) [ ریاضيات ] matematik.

riyâziyatçı (A.-T.) matematikçi.

riyâziyyûn (A.) [ ریاضيون ] matematikçiler.

rû (F.) [ رو ] yüz.

rub’ (A.) [ ربع ] çeyrek, dörtte bir.

rûbah (F.) [ روباه ] tilki.

rubaiyat (A.) [ رباعيات ] rubailer.

rûbeh (F.) [ روبه ] tilki.

380

rûberû (F.) [ روبرو ] yüzyüze.

rugan (F.) [ روغن ] yağ.

rûh (A.) [ روح ] can, ruh.

ruh (F.) [ رخ ] yanak, yüz.

ruham (A.) [ رخام ] mermer.

ruhbân (A.) [ رهبان ] papazlar.

ruhbâniyyet (A.) [ رهبانيت ] ruhbanlık.

rûhefza (A.-F.) [ روح افزا ] cana can katan.

rûhî (A.) [ 1 [ روحی .ruh ile ilgili. 2.ruhsal.

rûhiyyat (A.) [ روحيات ] psikoloji.

ruhsâr (F.) [ رخسار ] yüz.

ruhsat (A.) [ رخصت ] izin.

ruk’a (A.) [ 1 [ رقعه .pusula. 2.dilekçe. 3.yama.

rumûz (A.) [ رموز ] işaretler, semboller.

rûşen (F.) [ 1 [ روشن .aydınlık. 2.açık, aşikar.

rûşen kılmak açıklamak, söylemek.

rutûbet (A.) [ رطوبت ] nem.

rûy (F.) [ روی ] yüz.

rûy-i zemin (F.) [ 1 [ روی زمين .yeryüzü. 2.yer.

rûz (F.) [ 1 [ روز .gün. 2.gündüz.

rûz -i cezâ [ روز جزا ] kıyamet günü.

rûze (F.) [ روزه ] oruç.

rûzgâr (F.) [ روزگار ] zaman.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder